EN GÜZEL KOKU VE SEÇİMİ

    Hayatımızın en hür kararını, koku çeşidini seçerken veririz. Neden mi? Lezzetini beğenmediğimiz bir yemeği açken, rengini sevmediğimiz bir kıyafeti alternatif yokken veya sözlerini beğenmediğimiz bir şarkıyı çok canımız sıkkınken zamanla kabullenmemiz bazen mümkün olabilir. Ancak koku konusunda böyle bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Diğerleri de bireysel tercihler olduğu halde, sevmediğimiz bir kokuya zamanla alışmak mümkün değildir. Onu kokladığınız her an işkence gibi gelebilir, üstelik kim tavsiye etmiş olursa olsun. 
 
    Bu doğal durumun, yani koku tercihinin kişiden kişiye değişmesinin; psikolojik, kültürel, genetik ve şu an için bilmediğimiz birçok sebebi olabilir. Yaşanılan iyi veya kötü bir anının kokuyla ilişkilendirilmesi dahi bir sebeptir. Doğum öncesi/sonrası çok alınan veya hiç alınmayan besinlerin ya da koklananların da etki etmesi olasılık dahilindedir. Hatta kokuların ortama bağlı beğenilmesi de mümkündür. Örneğin mutfakta hoşumuza giden yemek kokusunu yatak odasında istemeyiz ya da tuvaletteki temizlik kokusunu mutfakta yemek yerken tercih etmeyebiliriz. Her iki kokuyu da severiz ancak ortam ile uyumsuz buluruz. Durum, Türk kahvesi fincanında çay, çay bardağında ise kahve içmememize benzetilebilir. Bardakların lezzete hiçbir etkisi olmamasına rağmen, bulundukları yer, algımızı ve tercihimizi etkiler. 
 
    Fakat kesin olarak söyleyebileceğimiz tek şey, koku çeşidi kararlarımızda yüzde yüz hür olduğumuzdur. İçiniz rahat olsun çünkü burun en iyisini seçer. Başkalarının bilip de sizin bilmediğiniz bir “doğru koku zevki” yoktur ve kimse sizinkini değerlendiremez. Bu konuda “burnunuzun dikine gidebilirsiniz.” Peki ama kendimiz için doğru kokuyu nasıl bulacağız? İnsanların koklama davranışlarını inceleyerek keşfettiğim basit bir yöntem, size en doğru kararı verdirecektir: Beğendiğimiz kokuyu içgüdüsel olarak tekrar tekrar ve uzun süre koklama arzusu duyarız. Beğenmediğimiz kokuları ise hemen burnumuzdan uzaklaştırmak isteriz. Bu yüzden, koku seçimi yalnız kendi fizyolojik tepkilerimize bağlıdır. Bunun için kimsenin fikrine ihtiyaç yoktur.
 
    Bu yüzden, en çok sorulan sorulardan biri olmasına rağmen, “Hangi koku çeşidi güzeldir?” sorusu kesinlikle yanlıştır. Dolayısıyla, “Hangi koku çeşidi kötüdür?” sorusu da bir o kadar hatalıdır. Bir markanın ürün kalitesi için bu sıfatlar belki kullanılabilir, fakat koku çeşidi tercihi için asla. Ancak bazı eşsiz kokular, herkes için tarifsiz bir çekim gücü taşır. Bebeğinizin, annenizin ve babanızın kokusu... Bir de açken duyduğunuz yemek kokusu, karşı koyamayacağınız bir çekiciliğe sahiptir.  
 
    Müşterilerimizle yaptığımız konuşmalarda “yoğun koku” ve “koku zevki“ kavramlarının karıştırıldığını saptadım. “Yoğun kokulardan hoşlanmıyorum” cümlesi kullanıldığında, aslında yaşanan hoşnutsuzluk kullanım miktarına bağlı bir durumdur. Herkesin koku beğenisi farklı olduğu gibi koklama eşiği de farklıdır. Bu durumu diğer duyularımızda da yaşarız; değişik limitlere sahip olmak gayet normaldir. Size serin gelmeyen bir havada arkadaşınızın üşümesi veya size acı gelmeyen yemeği onun yiyememesi gibidir. Ölçü kaçırılıp ortam yoğun koktuğunda, bayıldığınız koku dahi sizi irrite eder. Bu yönüyle haddinden fazla kokuyu, çok baharatın yemeğe kattığı olumsuzluğa veya klimayı yüksek derecede açıp yaşadığımız sıkıntıya benzetebiliriz. Hem ambiyans hem de işin maddi boyutunu ilgilendirdiği için çok dikkat edilmesi gereken bir husustur. Fakat bilinçli olarak koku zevkinden bahsediliyorsa, ona olan sevginiz az kullansanız dahi değişmez; yani kullanım ölçüsünün sevilmeyene olumlu etkisi yoktur. 
 
    Rastladığım bazı sihirli kelimeler, seçim yaparken işinize yarayabilir. Eğer bir koku çeşidine olan sevginizi “eh”, “bazen” veya “belki” gibi net olmayan kelimelerle tanımlıyorsanız, onu tekrar deneyerek “zaman” ve “para” riskine girmeyin. Giyinirken seçtiğiniz renkler gibi modaya veya duruma göre farklılaşma, koku çeşitleri için neredeyse yoktur diyebiliriz. Tercih ettiğiniz marka, açık ürün değişimi yapmıyorsa ya da zamanınız kısıtlıysa, bütçenizi ve süreyi kesinlikle sürekli koklamak istediğiniz çeşide ayırın.
 
     İçgüdüsel olarak şişesini hemen burnumuza götürüp koklamak isteyebiliriz. Ancak, burun yorulmasını ve kokunun çok yoğun gelmesini önlemek için ortam kokuları, parfümden farklı olarak, şişeden veya bir materyal üzerinden değil, doğrudan ortamda koklanmalıdır. Ortam kokusu verimli kullanılmadığında maliyetli olabilir ya istenildiği gibi kokmaz ya da gereksiz tüketimle harcamanız artar. Bunun yanı sıra, yanlış uygulama arzuladığınız koku çeşidini bulmanızı engelleyebilir. Bunu, lezzetini seveceğiniz bir çorbayı kaynarken tadıp, yanlış karar vermeye benzetebilirsiniz. Tüm ortam kokuları için geçerli olan seçimin nasıl yapılacağını “Koku Makinesi Kullanımı” başlığı altında detaylıca paylaştık.

EN GÜZEL KOKU VE SEÇİMİ

    Hayatımızın en hür kararını, koku çeşidini seçerken veririz. Neden mi? Lezzetini beğenmediğimiz bir yemeği açken, rengini sevmediğimiz bir kıyafeti alternatif yokken veya sözlerini beğenmediğimiz bir şarkıyı çok canımız sıkkınken zamanla kabullenmemiz bazen mümkün olabilir. Ancak koku konusunda böyle bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Diğerleri de bireysel tercihler olduğu halde, sevmediğimiz bir kokuya zamanla alışmak mümkün değildir. Onu kokladığınız her an işkence gibi gelebilir, üstelik kim tavsiye etmiş olursa olsun. 
 
    Bu doğal durumun, yani koku tercihinin kişiden kişiye değişmesinin; psikolojik, kültürel, genetik ve şu an için bilmediğimiz birçok sebebi olabilir. Yaşanılan iyi veya kötü bir anının kokuyla ilişkilendirilmesi dahi bir sebeptir. Doğum öncesi/sonrası çok alınan veya hiç alınmayan besinlerin ya da koklananların da etki etmesi olasılık dahilindedir. Hatta kokuların ortama bağlı beğenilmesi de mümkündür. Örneğin mutfakta hoşumuza giden yemek kokusunu yatak odasında istemeyiz ya da tuvaletteki temizlik kokusunu mutfakta yemek yerken tercih etmeyebiliriz. Her iki kokuyu da severiz ancak ortam ile uyumsuz buluruz. Durum, Türk kahvesi fincanında çay, çay bardağında ise kahve içmememize benzetilebilir. Bardakların lezzete hiçbir etkisi olmamasına rağmen, bulundukları yer, algımızı ve tercihimizi etkiler. 
 
    Fakat kesin olarak söyleyebileceğimiz tek şey, koku çeşidi kararlarımızda yüzde yüz hür olduğumuzdur. İçiniz rahat olsun çünkü burun en iyisini seçer. Başkalarının bilip de sizin bilmediğiniz bir “doğru koku zevki” yoktur ve kimse sizinkini değerlendiremez. Bu konuda “burnunuzun dikine gidebilirsiniz.” Peki ama kendimiz için doğru kokuyu nasıl bulacağız? İnsanların koklama davranışlarını inceleyerek keşfettiğim basit bir yöntem, size en doğru kararı verdirecektir: Beğendiğimiz kokuyu içgüdüsel olarak tekrar tekrar ve uzun süre koklama arzusu duyarız. Beğenmediğimiz kokuları ise hemen burnumuzdan uzaklaştırmak isteriz. Bu yüzden, koku seçimi yalnız kendi fizyolojik tepkilerimize bağlıdır. Bunun için kimsenin fikrine ihtiyaç yoktur.
 
    Bu yüzden, en çok sorulan sorulardan biri olmasına rağmen, “Hangi koku çeşidi güzeldir?” sorusu kesinlikle yanlıştır. Dolayısıyla, “Hangi koku çeşidi kötüdür?” sorusu da bir o kadar hatalıdır. Bir markanın ürün kalitesi için bu sıfatlar belki kullanılabilir, fakat koku çeşidi tercihi için asla. Ancak bazı eşsiz kokular, herkes için tarifsiz bir çekim gücü taşır. Bebeğinizin, annenizin ve babanızın kokusu... Bir de açken duyduğunuz yemek kokusu, karşı koyamayacağınız bir çekiciliğe sahiptir.  
 
    Müşterilerimizle yaptığımız konuşmalarda “yoğun koku” ve “koku zevki“ kavramlarının karıştırıldığını saptadım. “Yoğun kokulardan hoşlanmıyorum” cümlesi kullanıldığında, aslında yaşanan hoşnutsuzluk kullanım miktarına bağlı bir durumdur. Herkesin koku beğenisi farklı olduğu gibi koklama eşiği de farklıdır. Bu durumu diğer duyularımızda da yaşarız; değişik limitlere sahip olmak gayet normaldir. Size serin gelmeyen bir havada arkadaşınızın üşümesi veya size acı gelmeyen yemeği onun yiyememesi gibidir. Ölçü kaçırılıp ortam yoğun koktuğunda, bayıldığınız koku dahi sizi irrite eder. Bu yönüyle haddinden fazla kokuyu, çok baharatın yemeğe kattığı olumsuzluğa veya klimayı yüksek derecede açıp yaşadığımız sıkıntıya benzetebiliriz. Hem ambiyans hem de işin maddi boyutunu ilgilendirdiği için çok dikkat edilmesi gereken bir husustur. Fakat bilinçli olarak koku zevkinden bahsediliyorsa, ona olan sevginiz az kullansanız dahi değişmez; yani kullanım ölçüsünün sevilmeyene olumlu etkisi yoktur. 
 
    Rastladığım bazı sihirli kelimeler, seçim yaparken işinize yarayabilir. Eğer bir koku çeşidine olan sevginizi “eh”, “bazen” veya “belki” gibi net olmayan kelimelerle tanımlıyorsanız, onu tekrar deneyerek “zaman” ve “para” riskine girmeyin. Giyinirken seçtiğiniz renkler gibi modaya veya duruma göre farklılaşma, koku çeşitleri için neredeyse yoktur diyebiliriz. Tercih ettiğiniz marka, açık ürün değişimi yapmıyorsa ya da zamanınız kısıtlıysa, bütçenizi ve süreyi kesinlikle sürekli koklamak istediğiniz çeşide ayırın.  
 
   İçgüdüsel olarak şişesini hemen burnumuza götürüp koklamak isteyebiliriz. Ancak, burun yorulmasını ve kokunun çok yoğun gelmesini önlemek için ortam kokuları, parfümden farklı olarak, şişeden veya bir materyal üzerinden değil, doğrudan ortamda koklanmalıdır. Ortam kokusu verimli kullanılmadığında maliyetli olabilir ya istenildiği gibi kokmaz ya da gereksiz tüketimle harcamanız artar. Bunun yanı sıra, yanlış uygulama arzuladığınız koku çeşidini bulmanızı engelleyebilir. Bunu, lezzetini seveceğiniz bir çorbayı kaynarken tadıp, yanlış karar vermeye benzetebilirsiniz. Tüm ortam kokuları için geçerli olan seçimin nasıl yapılacağını “Koku Makinesi Kullanımı” başlığı altında detaylıca paylaştık.

Siteden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak, çerez politikasını kabul etmiş sayılırsınız.

Kabul