Ortam Kokusunda Maliyet
Ortam kokularında maliyet hesabı yapmak kolay değildir. Her şeyden önce kokunun “yüzde yüz beğeni” kazanmış olması gerekir, çünkü biraz olsun koklanmak istenmeyen, çok ucuz olsa dahi tercih edilmez. Ardından ortamda bıraktığı etki test edilmelidir çünkü eğer sevilenin gücü mekânda yetersiz kalıyorsa, karar yine olumsuz olur.
Seçim bu iki kritere sıkı bir şekilde bağlıdır, ancak koku somut değil, soyut bir ürün olduğu için söz, yazı ve fotoğraf ile onaylanamaz. Bu nedenle, hem alması hem de satması zordur. Risk almadan deneme yapılabilmesi için satın alırken, kargo dahil ilk kullanım sonrası açık ürün iade/değişim koşulu kesinlikle talep edilmelidir. Bu imkânın sağlanabilmesi için müşterinin markaya değil, markanın ürününe güvenmesi gerekir.
Etki ile ilgili karar verirken yapılan yanlış, şişeden koklayarak etkisi hakkında değerlendirme yapmaktır. Mekânda test edilmeden isabetli bir karar kesinlikle verilemez, çünkü şişeden koklandığında neredeyse tüm markalar etkiliymiş gibi kokar.
Şişe hacmi üzerinden kıyaslama yapmak da doğru değildir. İçeriği tam olarak bilinmeyen ürünlerde, yüksek hacimli ve uygun fiyatlı ortam kokusu alındığı zannedilirken, belki de “kokan suyu” pahalıya satın almış olabilirsiniz. Ortam kokusu edinirken ilk sorgulanan genellikle mililitre bilgisi olduğundan, hacmi yüksek göstermek alıcıyı ikna etmek için yapılmış olabilir mi? Eğer mekânda neredeyse hiç koku hissedilmiyorsa, benzer bir durumda olduğunuz anlamına gelir. Bu durum ciddi bir hatadır çünkü tasarruf ettiğinizi düşünürken aslında paranızı, zamanınızı ve enerjinizi tamamen boşa harcamış olursunuz.
Dikkatinizi çekmek istediğimiz nokta şudur: Ucuz bir yemek doyurabilir ve güne zinde devam etmenize yardımcı olabilir. Benzer şekilde, çok düşük bir fiyata aldığınız bir mont soğuktan koruyabilir ve kışı hasta olmadan geçirmenizi sağlayabilir. Ancak, tuvaletiniz veya eviniz kötü kokuyorsa, kalitesi düşük ürünler sizi idare edecek sonuçlar vermez.
Sonuncusu ise “çok yoğun kokuyor” kavramı. Ürünün çok yoğun kokması, kullanan için maliyeti düşürecek harika bir özelliktir, çünkü ortamdaki kokunun yoğunluğu rahatsız ediyorsa, az miktarda kullanarak istenildiği gibi hafifletilebilir ve böylece daha uzun süre kullanılabilir. Bu yüzden, kaliteli ürün seçimi dışında doğru kullanım metotları da öğrenilmiş olmalıdır.
Yukarıda bahsedilenlerden farklı bir konu ise, alışveriş esnasında ortam kokusunun ilk bakışta pahalıymış gibi gözükmesidir. Bunun nedeni, etkinin yanı sıra kullanım süresinin göz ardı edilmesidir. Yaşam ve çalışma alanlarımızın güzel kokması için ödenen paranın, doğru şekilde “günlük olarak” hesaplandığında, çay, kahve, çikolata gibi günlük masraflarımıza nazaran çok daha düşük olduğu ortaya çıkar. Aynı yöntemle, markalar arasında günlük fiyat farkının da kayda değer olmadığı görülür. Hatırlatalım, bazı ucuz gömlekler birkaç yıkamada kullanılamaz hale gelirken, kaliteli kumaşa sahip pahalı olanlar yıllarca kullanılabilir. Satın alırken ucuz gözüken, kısa süreli kullanımda aslında çok daha pahalıya gelir.
Özetle, süslü bir şişe, çekici bir kutu, okuduğunuz ya da duyduğunuz pırıltılı bir marka hikâyesini veya “neredeyse kokan suyu pahalıya” değil, sizin ve misafirlerinizin koklamaya doyamayacağı markayı doğru yöntemlerle seçtiğinizden ve kullandığınızdan emin olun.
Ortam Kokusunda Maliyet
Ortam kokularında maliyet hesabı yapmak kolay değildir. Her şeyden önce kokunun “yüzde yüz beğeni” kazanmış olması gerekir, çünkü biraz olsun koklanmak istenmeyen, çok ucuz olsa dahi tercih edilmez. Ardından ortamda bıraktığı etki test edilmelidir çünkü eğer sevilenin gücü mekânda yetersiz kalıyorsa, karar yine olumsuz olur.
Seçim bu iki kritere sıkı bir şekilde bağlıdır, ancak koku somut değil, soyut bir ürün olduğu için söz, yazı ve fotoğraf ile onaylanamaz. Bu nedenle, hem alması hem de satması zordur. Risk almadan deneme yapılabilmesi için satın alırken, kargo dahil ilk kullanım sonrası açık ürün iade/değişim koşulu kesinlikle talep edilmelidir. Bu imkânın sağlanabilmesi için müşterinin markaya değil, markanın ürününe güvenmesi gerekir.
Etki ile ilgili karar verirken yapılan yanlış, şişeden koklayarak etkisi hakkında değerlendirme yapmaktır. Mekânda test edilmeden isabetli bir karar kesinlikle verilemez, çünkü şişeden koklandığında neredeyse tüm markalar etkiliymiş gibi kokar.
Şişe hacmi üzerinden kıyaslama yapmak da doğru değildir. İçeriği tam olarak bilinmeyen ürünlerde, yüksek hacimli ve uygun fiyatlı ortam kokusu alındığı zannedilirken, belki de “kokan suyu” pahalıya satın almış olabilirsiniz. Ortam kokusu edinirken ilk sorgulanan genellikle mililitre bilgisi olduğundan, hacmi yüksek göstermek alıcıyı ikna etmek için yapılmış olabilir mi? Eğer mekânda neredeyse hiç koku hissedilmiyorsa, benzer bir durumda olduğunuz anlamına gelir. Bu durum ciddi bir hatadır çünkü tasarruf ettiğinizi düşünürken aslında paranızı, zamanınızı ve enerjinizi tamamen boşa harcamış olursunuz.
Dikkatinizi çekmek istediğimiz nokta şudur: Ucuz bir yemek doyurabilir ve güne zinde devam etmenize yardımcı olabilir. Benzer şekilde, çok düşük bir fiyata aldığınız bir mont soğuktan koruyabilir ve kışı hasta olmadan geçirmenizi sağlayabilir. Ancak, tuvaletiniz veya eviniz kötü kokuyorsa, kalitesi düşük ürünler sizi idare edecek sonuçlar vermez.
Sonuncusu ise “çok yoğun kokuyor” kavramı. Ürünün çok yoğun kokması, kullanan için maliyeti düşürecek harika bir özelliktir, çünkü ortamdaki kokunun yoğunluğu rahatsız ediyorsa, az miktarda kullanarak istenildiği gibi hafifletilebilir ve böylece daha uzun süre kullanılabilir. Bu yüzden, kaliteli ürün seçimi dışında doğru kullanım metotları da öğrenilmiş olmalıdır.
Yukarıda bahsedilenlerden farklı bir konu ise, alışveriş esnasında ortam kokusunun ilk bakışta pahalıymış gibi gözükmesidir. Bunun nedeni, etkinin yanı sıra kullanım süresinin göz ardı edilmesidir. Yaşam ve çalışma alanlarımızın güzel kokması için ödenen paranın, doğru şekilde “günlük olarak” hesaplandığında, çay, kahve, çikolata gibi günlük masraflarımıza nazaran çok daha düşük olduğu ortaya çıkar. Aynı yöntemle, markalar arasında günlük fiyat farkının da kayda değer olmadığı görülür. Hatırlatalım, bazı ucuz gömlekler birkaç yıkamada kullanılamaz hale gelirken, kaliteli kumaşa sahip pahalı olanlar yıllarca kullanılabilir. Satın alırken ucuz gözüken, kısa süreli kullanımda aslında çok daha pahalıya gelir.
Özetle, süslü bir şişe, çekici bir kutu, okuduğunuz ya da duyduğunuz pırıltılı bir marka hikâyesini veya “neredeyse kokan suyu pahalıya” değil, sizin ve misafirlerinizin koklamaya doyamayacağı markayı doğru yöntemlerle seçtiğinizden ve kullandığınızdan emin olun.