“Koku Kesesi” için yorum yapan ilk kişi siz olun
Yorum yazabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir☑️
Giriş yapmak için tıklayınız🕊️
Stokta yok
Yorum yazabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir☑️
Giriş yapmak için tıklayınız🕊️
Beğendiğimiz kokuyu içgüdüsel olarak tekrar veya daha uzun koklama isteği duyarız, bu en önemli seçim kriterdir.
Ambalajından veya şişesinden koklandığında, koku yoğunluğundan dolayı seçim doğru yapılamayabilir, bu nedenle; sıvı ise bir materyale emdirilip buruna 6 – 7 cm’lik mesafeden yelpazelenirken, gözler kapatılıp, kokuya konsantre olunarak en az 1 dakikalık aralıklarla 4 – 5 defa koklandığında, koku seçimi daha sağlıklı yapılabilir.
Ortamın temiz, kokusuz ve oda sıcaklığında (20 – 25 °C) olması seçimi olumlu etkiler.
Koklama sonrası burun mukozasında dolma değerlendirmenizi olumsuz etkiler, yeni koklama öncesi temiz havaya çıkabilirsiniz.
Etkin bir kokulandırma sağlamak için yapmanız ve yapmamanız gereken bazı temel şeyler vardır.
Kokular temiz alanlarda çok daha etkili şekilde hissedilir. Kokuları kullanmadan önce ev tekstillerinizi temizlemeniz ve ortamı havalandırmanız sonucu olumlu yönde etkileyecektir.
Dolap ve raflarınızı belli aralıklarla havalandırıp, seyahate çıkarken dolap kapaklarını açık bırakınız.
Çöpleri bekletmeden atınız.
Evcil hayvan besleyenler, ev tekstillerinin temizliğine daha fazla özen göstermelidir.
Ortamın büyüklüğü, ısısı ve hava sirkülasyonu; kokuların etki gücü, etki alanı ve tükenme sürelerinde farklılıklar yaratabilir. Bu tip alanlarda daha farklı nitelikte ve daha fazla sayıda ürüne ihtiyaç duyabilirsiniz. Birden fazla ürün kullanmanız gerektiğinde, ürünleri birbirlerinden uzak konumlandırınız.
Kokularınızı, ya istenmeyen kokuların geldiği bölgeye ya da ortamın merkezine yakın yerleştirmenizi öneririz. Daha etkili ve uzun ömürlü kullanım için kokularınızı, hava sirkülasyonunun yoğun olduğu kapı ve pencere gibi alanlara uzak yerleştiriniz.
Suda çözünebilir değilse kokulara, kesinlikle su veya farklı sıvı maddeler eklemeyiniz.
Kokuları güneş ışığından, sıcaktan uzak tutunuz ve buzdolabına koymadan muhafaza ediniz. Ayrıca banyo ve benzeri nemli ortamlarda da saklamayınız.
Koku yoğunluğunu azaltmak için daha geniş alanda kullanmak dışında şunları yapabilirsiniz:
- Çubuklu kokularda çubuk sayısını azaltın.
- Esanslarda (koku makinelerinde) daha az damlatın.
- Koku keselerinde ambalajını kısmen açın.
- Spreyli kokularda daha az sıkın.
Beynimizde, koku alma ve hafıza ile ilgili bölümler birbirine çok yakındır ve etkileşim halindedir. Bir kokuya maruz kaldığımız sırada yaşadığımız deneyimler, beynimizde birbiriyle ilişkilendirilir ve sonradan o kokuyu her duyduğumuzda aynı deneyimi hatırlarız. Başka bir ifadeyle, kapalı bir mekâna girdiğimiz anda ortamın kokusunu, dekoratif nesneleri fark etmeden daha önce algılayıp hissederiz. Yani daha etrafı görmeden, sadece kokusundan dolayı bir yerle ilgili olumlu veya olumsuz düşüncelere sahip olabiliriz. Üstelik kokular, farklı kişilerde değişik algılara yol açabilir. Sözgelimi, girilen ortamdaki bir koku, bir kişinin çocukluğunda kalmış mutlu bir zamanını çağrıştırabilirken, başka birisininse aşk yaşamında anımsamak istediği özel bir anısını canlandırabilir.
Gerçekten de kokular, yalnızca insanlara dair kanaatlerimizi etkilemekle kalmaz; diğer pek çok şeyin yanı sıra ürün ve hizmetlerin niteliklerine ilişkin kanaatlerimizi de etkileyerek satın alma davranışlarımızı, tüketim eğilimlerimizi belirler. Örneğin, satın almak amacıyla incelediğimiz nemlendirici kremi ilkin cildimize sürüp denemek yerine içgüdüsel olarak genellikle önce koklarız ve kokusunu beğenirsek o ürünü tercih ederiz. Diğer yandan, istediğimiz nemlendirici etkiyi sağlayacak kremi, sadece kokusunu beğenmediğimiz için boş vermiş de olabiliriz.
Başka bir örnekle açıklamak gerekirse, sürekli gitmeyi tercih ettiğimiz bir mekândayken ortamın nasıl koktuğuna dikkatimizi verecek olursak burnumuza hoş kokuların geldiğini büyük ihtimalle hemen fark ederiz. Hizmetlerin veya ürünlerin kalitesinin yanı sıra söz konusu mekânın kokusunun hoşluğu da bizi oraya çeken etkenlerdendir.
Dahası, koku duyumuz biz hiç farkında olmasak da uygun eş seçiminde de önemli rol oynar. Gözleri kapatılmış deneklerle yapılan testlerde, karşı cinse ait farklı tişörtler deney grubuna koklatıldığında, en güçlü bağışıklık sistemine sahip olanların kokularının sindiği tişörtleri seçmişlerdir.
Kokulara ve koku almaya dair diğer bazı dikkat çekici hususları şu şekilde sıralayabiliriz:
Sinir sistemimizde, hasara uğradıkça devamlı yenilenen yegâne hücreler, koku ve tat alma hücreleridir.
Koku duyumuz 24 saat boyunca hiç durmadan çalışır.
Koklama yeteneğimiz doğuştan geldiği gibi zamanla da gelişebilir. Birçoğumuz, binden fazla farklı koku çeşidini bir saniyeden daha kısa bir sürede ayırt edecek koklama yeteneğine ve belleğine sahibiz. Koku sektöründe profesyonel olarak çalışanlar yaklaşık 10.000 farklı koku çeşidini ayırt edebilirler.
Koku hassasiyeti kişiden kişiye değişebilir, kimine hafif gelen bir koku diğerine ağır gelebilir. Kadınlar, olgun orta yaşlılık dönemlerine kadar genellikle erkeklerden daha iyi koku alır ve ayırt edebilirler.
Duyma ve görme engelliler, duyma ve görme engelli olmayanlara nazaran daha iyi koku alıp ayırt edebilirler.
Yaşlandıkça koklama yeteneğimizde azalmalar ve tenimizin kokusunda belirgin değişimler olabilir.
Koku alamama hastalığına "anozmi" adı verilir.
Parfüm kelimesi, Latince "per fumum" yani “dumanla gelen” anlamına gelen kelimeden türemiştir.
Parfüm yapma sanatı eski Mezopotamya ve Mısır’da başlamış olup daha sonrasında Persler ve Romalılar tarafından geliştirilmiştir.
Henüz inceleme yapılmadı.